Gece Karanlığında Polis Eşliğinde Yıkım: Şahintepe’de 131 Gündür Konutunun Önünde Komşularıyla Nöbet Tutan Çetinkaya Ailesinin Konutu Yıkıldı
Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul’un Başakşehir ilçesine bağlı Şahintepe Mahallesi’nde, Çetinkaya ailesinin, 131 gündür, hukuksuz olduğu gerekçesiyle kentsel dönüşüm kararına karşı direnerek, komşularıyla birlikte önünde nöbet tuttuğu meskeni bugün sabaha karşı Çevik Kuvvet polisleri eşliğinde yıkıldı. Yıkıma direnen mahalleliye müdahale eden polis 10 kişiyi gözaltına alırken, çıkan arbedede 2 kişi de yaralandı.
İstanbul’da AKP’li Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Şahintepe Mahallesi’ndeki kentsel dönüşümüne karşı hukuksuz olduğu gerekçesiyle açılan davalar sürerken, çok sayıda mesken yıkıldı. Çetinkaya ailesi ise mahalle sakinleriyle bir arada meskenlerinin bahçesinde 131 gündür nöbet tutuyordu. Bugün sabaha karşı saat 05.00 sıralarında gelen Çevik Kuvvet takımları, biber gazı kullanarak nöbet tutanları Çetinkaya ailesinin konutundan uzaklaştırdı. Çetinkaya ailesinin meskeni yıkılırken, biber gazından etkilenen ve çıkan arbedede yaralananlar hastaneye kaldırıldı. Bu ortada 10 kişinin de gözaltına alındığı belirtildi.
Sosyal Haklar Derneği hukukçularından Korkmaz Aslan yaşanan süreci ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Şahintepe Mahallesi’nin kentsel dönüşüm için belirlenen rezrv alanın içinde kaldığını belirten Aslan, şunları söyledi:
“HACIMAŞLI SÜRGÜNÜ OLARAK BİLİNEN BİR YENİ İMAR UYGULAMASI YAPILIYOR PANDEMİ PERİYODUNDA: 2012 yılında Kanal İstanbul projesi kapsamında çok büyük bir alan rezerv alan alan ilan ediliyor. Bu mahalle de o mahallelerden birisi. 2012’den sonra bir iki kez imar uygulaması ve imar planı yapılmış. Ama gelen itirazlar sonucunda bunlar hayata geçememiş ta ki pandemiye kadar. Pandemiyle birlikte imar uygulamaları, tez kamulaştırma kararları, devamında yine imar uygulamaları ve işte belediyenin kentsel dönüşüm uygulamaları son iki üç yıldır mahallenin huzurunu kaçırmış durumda. Yaklaşık 2-3 yıldır tez kamulaştırma süreçlerine karşı açılan davalarla bir arada, imar uygulamalarına açılan davalar, belediyenin uygulamalarına karşı açılan davalarla bayağı bir dava açılmış durumda Şahintepe Mahallesi’nde. Aslında mahalle, kamuoyunun gündemine, ülke gündemine yeni halin taşınmasıyla ilgili alınan tez kamulaştırma kararıyla giriyor. Danıştay marifetiyle o karar kaldırılıyor. Ardından Hacımaşlı sürgünü olarak bilinen (Arnavutköy Hacımaşlı Mahallesi’ndeki uygulamalar) bir yeni imar uygulaması yapılıyor pandemi periyodunda. Vatandaşın haberi yok, meskende. Meskenden çıkamadığı için itirazını da yapamıyor, davasını da açamıyor. Hacımaşlı’dan evvelki imar uygulamasında lakin Hacımaşlı imar uygulamasına davasını açabiliyor. Hacımaşlı imar uygulamalarıyla ilgili davalar açıldıktan sonra yüzlerce dava açıldıktan sonra bakanlık süreçten kısmen geri adım atacağını söz ediyor, lakin belediye bu sefer bakanlığın bıraktığı yerden topu alarak mahallede birinci evvel 7 sonra 16, 11 diye bu türlü bir sürü adayı kentsel dönüşüm kapsamına alıyor.
BURADAKİ ASIL MAĞDURİYET ASLINDA İMAR UYGULAMALARINA DAYANIYOR: Buradaki asıl mağduriyet aslında imar uygulamalarına dayanıyor. Yani rezerv alanı kararının üzerine yapılan imar uygulamaları, buradaki taşınmazlarla ilgili çok önemli haksızlıkları beraberinde getirmiş. Adaletsiz düzenleme paydaşlık hissesi (DOP) kesintileri, adaletsiz parçalamalar kelam konusu. Pandemiden kaynaklı dava açamayan vatandaşlar geç de olsa bu Hacımaşlı uygulamasından sonra geçtiğimiz sene bu uygulamaya da dava açtılar. Yerleri küçültülen, yerleri parçalanan vatandaşlar, taşınmazlarının olduğu yere kentsel dönüşüm uygulamasıyla karşı karşıya kaldılar devamında. O kentsel dönüşüm uygulamaları da önemli haksızlıkları ve adaletsizlikleri beraberinde getirdi. Hem yeri küçültülmüş yeri parçalanmış, yeri bir yerden mahalle dışına taşınmış olan vatandaş kimi taşınmazları var mahalle dışını taşınan vatandaşlar bu sefer hiçbir tüzel teminatı olmayan tüzel kontratlarla ismine mukavele bile diyemeyeceğimiz metinlerle karşı karşıya kaldılar ve yüz binlerce liralık borçların altına girmek zorunda bırakıldılar. Bilhassa mahallede birinci kentsel dönüşüm ilan edilen 7 adada.
MAHKEME, ‘BELEDİYENİN BU ADADA ARTIK KENTSEL DÖNÜŞÜM UYGULAMA YETKİSİ YOKTUR’ DEDİ: Bu gördüğünüz bina zati o birinci 2022’nin haziranında kentsel dönüşüm ilan edilen 7 adadan bir tanesi. Şu anda bulunduğumuz ada da işte geçtiğimiz yılın aralık ayında ilan edilen 16 adadan biri. Burada aslında çok fazla konut yokmuş bir iki tane mesken varmış. Çetinkaya ailesi, o hukuka karşıt, kendisini korumayan, garanti altına almayan mukaveleye imza atmamak için direnmiş davaları açtı. Devamında da davalarını açtı ve borç altına girmek de istemedi açıkçası. Birçok beşerde olduğu üzere Çetinkaya ailesinin verdiği birinci reaksiyon de bu oldu. Tek başlarına kaldığı için 6306 sayılı maddeyi gerilerine alarak burada çoğunluğu elde ettiği için yönetim satış da gerçekleştirdi, ihaleyle satış da gerçekleştirdi. İhale ile gerçekleşen satış aslında hukuka tersti. Zira belediyenin bu adada, daha doğrusu belediyenin şirketinin bu adada kentsel dönüşüm uygulama yetkisi o satıştan evvel durdurulmuştu. Yetkisi durmasına karşın o satışı yaptılar. O satış yapıldıktan sonra yeniden Çetinkaya ailesi yeni davalar açtı. Ardından de bu sefer mahkeme iptal kararı verdi. Yani ‘Belediyenin bu adada artık kentsel dönüşüm uygulama yetkisi yoktur’ dedi. Lakin ona karşın bu sefer tahliye sürecini, yıkım sürecini başlattılar.
BU KONUTU MÜDAFAAYA ÇALIŞAN İNSANLARA HUNHARCA SALDIRMIŞLAR: 131’inci gündür burada Çetinkaya ailesi. ve Barınma Hakkı Meclisi’ndeki komşularıyla birlikte direniş içerisindeydi kendi bahçelerinde. Cuma günü kalabalık bir polis gurubuyla gelinip elektirik kesmeye çalışıldı. Mahkeme kararı kendilerine sunulduğunda polisler durumu fark edip geri çekildiler. Ama bu gece sabaha karşı saat 05.00 üzere artık hani sayıları binlerle söz edilen Çevik Kuvvet polisi, zabıta, belediye çalışanı eşliğinde vatandaşla da hiçbir diyalog kurmadan, hiçbir vazife yazısını da ibra etmeden, konuşmadan, ihtar da yapmadan direkt burada bekleyen, bu konutu müdafaaya çalışan vatandaşlara hunharca saldırmışlar, gaz kullanmışlar. İnsanların gözlerine kasti bir biçimde gaz kullanmışlar, coplamışlar, kalkanlarıyla yıkmışlar. 2 tane yaralımız vardı. 78 yaşında bir teyzemiz hala hastanede başını betona çarptığı için. Mesken sahibimiz de hastanedeydi. Yeni taburcu oldu. 4 tane resmi gözaltı, 10’a yakın da resmi olmayan gözaltı oldu.
BİNLERCE POLİS GELDİ BİR TANE GECEKONDUYU YIKTI. MAHKEME KARARI OLMASINA KARŞIN BUNU YAPTILAR: Yani sabah 05.00’te binlerce polis geldi bir tane gecekonduyu yıktı. Mahkeme kararı olmasına karşın bunu yaptılar. Çetinkaya ailesi, konutu yıkılmış olsa da gayretine devam ediyor, taşınmazını, konutunu, mahallesini komşularla birlikte müdafaaya devam ediyor. Davaları devam ediyor esasen. Tahliye davamız devam etmesine karşın Çetinkaya ailesi konutsuz kaldı şu anda ki aslında bu yıkımı da o davaları konusuz bırakmak için yaptıklarını biliyoruz. Mahkemelerden yeni yürütme durdurma kararları, bir iptal kararı gelmeden bu yıkımı çarçabuk, hukuka ters bir biçimde misyon yazısını göstermeden yaptılar.
İSMAİL ÇETİNKAYA: 131 GÜNDÜR DAİMA BU TÜRLÜ NÖBET UTTUK
Evi yıkılan ve yıkım sırasında polisin kullandığı biber gazından etkilenen İsmail Çetinkaya, hastanedeki tedavisinin akabinde tekrar konutunun bahçesine geldi. Çetinkaya ANKA haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Dün akşam yıkılacağını anladık. Anladık derken mahallece komşuca 131 gündür daima bu türlü nöbet tuttuk. Her gün, bugün yıkılacak, yarın yıkılacak diye daima nöbet tuttuk. Komşularla bir arada tüm emeği geçen insanlarlarla birlikte nöbet tuttum. Bugün sabah ezanı okunurken konutumuzda yıkmaya geldiler. Galiba 300 tane polis birlikte geldiler ve konutumuzu yıktılar.
AKŞAMLARI DAİMA BİZİ TAKİP ETTİLER: Akşamları bizi her şeyde (nöbette) takip ediyorlar. Yolda gezerken takip ediyor, polisler, zabıtalar, şunlar, bunlar. Burada boş bulduğu vakit gelip bu türlü meskenin içlerini de denetim ediyorlar. Boş mu, dolu mu? Biz kapıya dayandık bizi oradan sürükleyerek dışarı çıkarttılar. Oradan biber gazı sıktılar. Daha ondan sonrasını hatırlayamadım. Komşular kolumdan tuttu, bir yere oturttu. Ondan sonra ambulans çağırdılar ambulansla birlikte hastaneye gittik.”
MAHALLE SAKİNİ NAGİHAN KAMÇİ: BİBER GAZI SIKTILAR, BENİM NEFESİM KESİLDİ. KARŞIT KELEPÇEYLE ÇIKARILDIM
Çetinkaya ailesiyle birlikte nöbet tutan mahalle sakinlerinden Nagihan Kamçi ise sabaha karşı yaşanan yıkım olayını şöyle anlattı:
“Zaten 131 gündür bir direnişimiz var. Bir seneye yakındır da davalarla koruyoruz burayı. Hani bu 131 gün direnişimizin başlaması. Lakin bir seneye yakındır koruyoruz dava süreçleriyle birlikte. Biz her gece nöbet tutuyoruz. Aslında bu nöbeti geceli gündüzlüye çevirmiştik artık. Cuma günü bir geldiler, biz ‘Belge gösterin 16 adayla ilgili iptal kararı var’ dedik. Orada doküman gösteremedikleri için geri döndüler. Burada da bayağı bir hareketli saatler oldu 2,5 saatlik. Sonrasında her gün Meclis’e gittik. Meclis’ten sonrada bir tedirginlik başladı. Burada zabıtalar denetim ediyor. Polisler denetim ediyor, yani hissediyorsun. Geceli gündüzlü ben de komşusu olarak bu uğraşın içinde bulunan birisi olarak, davacı da olarak ayrıyeten çabayı başlattık. Daima birlikte başlattık. Olağan aile bu direnişin en baş göstergesi. Onlar çok dirençli ve dirayetli davrandılar. Sabaha karşı 05.00 sularında geldiler ve her tarafı kapatarak geldiler. Hiçbir şey dinlemediler. Biz ‘Kararlarınızı gösterin, evraklarınızı gösterin, sabahın 05.00’inde ne işiniz var’ dememize karşın burada itiş kakış oldu bayağı. Bu itiş kakıştan sonra biber gazı sıktılar bize. Hatta benim nefesim kesildi. Buraya içeriye geldik. Biber gazı sıkıldığı için beşerler düştüler yani. O ana kadar direniyorlardı aslında. Hiçbir açıklama yok. Buradaki halk aslında işinde gücünde. Yani hiç karakolla, mahkemeyle işi olmayan beşerler hayatları boyunca. Sayelerinde hepsini gördük, aykırı kelepçe yapılarak çıkarıldım buradan.”
İBB, CHP MECLİS ÜYESİ HAYRETTİN ÖZBAKIR: RANT KANALI İŞTAHLARI KABARTIYOR
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin CHP’li üyesi Hayrettin Özbakır da Şahintepesi’nde yaşanan gelişmelerle ilgili şunları söyledi:
“Başakşehir Belediyesi yıllardan beri Şahintepe’deki vatandaşların yerlerine bir işgalci mantığıyla bir çökme operasyonu yıllardan beri düzenleniyor. Bu operasyonlardan biri de hatırlarsanız aylar evvel buradaki Şahintepe’de yaşandı. Akşam yattınız, sabah bir kalkıyorsunuz, Şahintepe Mahallesi’nde bulunan arsa, Arnavutköy Hacıbaşlı Mahallesi’ne gitmiş vaziyette. Yani bir arsa nasıl akşam yattığınızda Şahintepe Mahallesi’nde olurda sabah Hacımaşlı Arnavutköy tarafına sarfiyat bunu Başakşehir Belediye Lideri’ne sormaya devam ediyoruz. Alışılmış ki buradaki vatandaşlarımızın açtığı davalarla bu reddoldu. Tekrar vatandaşlarımız emlakını Şahintepede’de kazandı. Başakşehir Belediyesi, Etraf Şehircilik Bakanlığı aracılığıyla Şahintepe’deki vatandaşın yerine çökme operasyonuna devam ediyor. Bunun da en berbat örneklerini dün gece yaşadık. Elimde İsmail Çetinkaya ailesine ilişkin olan mahkeme kararı da var. Buradaki vatandaşın haklı olduğuna dair vatandaşın yerine yapılan işgalin yanlış olduğuna dair mahkemenin yürütme, durdurma kararı var. Ama doğal ki dün gece ne yazık ki kolluk kuvvetleriyle birlikte zabıtalar dün gece vatandaşlarımızın meskenine gelip başlarına yıktılar. Kendilerini perişan hale getirdiler. Bizler CHP Başakşehir İlçe Örgütü olarak, meclis üyeleri olarak vatandaşların yanında olmaya devam ediyoruz. Lakin natürel ki Şahintepe rant kanalı, buradaki bu iştahları her geçen gün kabarıyor. Geçtiğimiz perşembe günkü meclis oturumunda da Başakşehir Belediyesi tekrar AKP’lilerin oylarıyla 15 tane adayı kendi müteahhit firması olan Başakkent AŞ üzerinden Şahintepe’ye çökme operasyonuna devam etmektedir. Bizler natürel ki bu açılan davaların ve çabanın her vakit vatandaşın yoksul fukaranın yanında olmaya devam ediyoruz.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Sosyal Haklar Derneği hukukçularından Korkmaz Aslan
Evi yıkılan İsmail Çetinkaya
Komşu Nagihan Kamçi
İBB CHP Meclis üyesi : Hayrettin Özbakır
detaylar
