CHP Genel Lider Yardımcısı Hasan Efe Uyar, Belediye İş Sendikası Lideri Nihat Yurdakul’u ziyaret etti. Uyar, “Emek kitleleri bu işin bedelini ve ülkenin şartlarının tartısını üstlenen kesim. Yalnızca sizin sendikanız değil, bizim belediyelerimizde örgütlü öteki sendikaların da talepleri ve uzlaşamama halinde şikayetleri oluyor. Biz burada bir inisiyatif almaya çalışıyoruz. Belediye liderlerimizle görüşüyoruz. Ekseriyetle belediyenin mali yapısını da bozmadan çalışanları enflasyona ezdirmeme noktasında bir hal almaya çalışıyorlar. Sizi greve çıkarmamak için elimizden gelen tüm sorumluluğu almaya hazırız. İnsanların sendikal özgürlüğü, örgütlenme hakları ve bunun gasbı konusunu her platformda, öteki yerlerdeki ihlallerde yavuz biçimde dillendiriyoruz. Bunu yaparken kendi yönettiğimiz kurumlarda buna yol açan siyasetler varsa buna karşı durmak ve mani olmak bizim boynumuzun borcudur” dedi.
CHP Sendikalar, Sivil Toplum ve Meslek Örgütlerinden sorumlu Genel Lider Yardımcısı Hasan Efe Uyar, bugün, Belediye İş Sendikası Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Sendika Lideri Nihat Uyar ile görüştü.
YURDAKUL: “EMEĞE KİM BİR ADIM ATIYORSA BİZ ONA ÜÇ ADIM ATARIZ. DAİMA BUNU YAPTIK, BUNU YAPMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ”
Belediye İş Sendikası Genel Lideri Nihat Yurdakul, görüşmede şu mevzulara dikkat çekti:
“Olumsuz manada en çok ezayı çeken kesim bizleriz. Ziyaretiniz için teşekkür ediyorum. Yeni vazifenizde muvaffakiyetler diliyorum. Ülke dertli, çalışma hayatında nitekim büyük kaygı var. Bir sefer toplum örgütsüz. Bizim sloganımız, eğitimli ve örgütlü toplum; çağdaş ülke. Lakin Türkiye’de maalesef bu yok. Eğitimsiz ve örgütsüz bir toplumuz. Bu türlü bir toplum oluşumuz ülkeyi yönetim eden ve etmeye kalkanların işine geliyor. Bunun ziyanını daima birlikte çekiyoruz. Ağır yükü de işçiler ve işçi halk çekiyor, bunun faturasını çok ağır olarak ödüyorlar. Biz mahallî idarelerde örgütlü bir sendikayız. Siyasetin ve siyasetçinin rengine bakmayız. Ne yaptığına bakarız. Sendikacının partisi olmaz. Sendika, meşru yahut yasa dışı hiçbir yapının buyruğunda, güdümünde olmaz. Biz bu değiliz. Biz sendikanın unsurları neyse oradan sapmamak için uğraş gösteren, uğraş veren, uğraş veren, savaşan bir örgütüz. Emeğe kim bir adım atıyorsa biz ona üç adım atarız. Daima bunu yaptık, bunu yapmaya da devam edeceğiz. Biz AKP’li belediyelerde de örgütlüyüz, CHP’li belediyelerde de örgütlüyüz, MHP’li belediyelerde de örgütlüyüz, HDP’li belediyelerde de örgütlüyüz. Bunlarda personele, çalışana, emeğe hürmet gösterenleri kucaklıyoruz, başımızın üzerinde, oy verdirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Emeğe, beşere hürmeti olmayan hangi siyasi oluşum, siyasi parti olursa olsun ona da oy verdirmemek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Biz greve çıkmak istemiyoruz. Bir emekçi greve çıkmayı asla istemez. Bunun ne kadar sıkıntı, meşakkatli, zahmetli, maliyetli bir iş olduğunu bilir. Lakin bizi greve zorluyorlar. Zorlarlarsa da grevden kaçmayız, ne kıymetine olursa olsun bedelini öderiz.”
UYAR: “İNSANLARIN SENDİKAL ÖZGÜRLÜĞÜ, ÖRGÜTLENME HAKLARI VE BUNUN GASBI KONUSUNU HER PLATFORMDA YİĞİT BİÇİMDE DİLLENDİRİYORUZ”
CHP’li Uyar, şunları söyledi:
“Emek kitleleri bu işin bedelini ve ülkenin şartlarının yükünü üstlenen kesim. Yalnızca sizin sendikanız değil, bizim belediyelerimizde örgütlü diğer sendikaların da talepleri ve uzlaşamama halinde şikayetleri oluyor. Biz burada bir inisiyatif almaya çalışıyoruz. Belediye liderlerimizle görüşüyoruz. Ekseriyetle belediyenin mali yapısını da bozmadan çalışanları enflasyona ezdirmeme noktasında bir tutum almaya çalışıyorlar. Sizi greve çıkarmamak için elimizden gelen tüm sorumluluğu almaya hazırız. İnsanların sendikal özgürlüğü, örgütlenme hakları ve bunun gasbı konusunu her platformda, öteki yerlerdeki ihlallerde yavuz biçimde dillendiriyoruz. Bunu yaparken kendi yönettiğimiz kurumlarda buna yol açan siyasetler varsa buna karşı durmak ve pürüz olmak bizim boynumuzun borcudur. O noktada da samimiyetimizden kuşkunuz olmasın.”
“TEMMUZ AYINDA YENİ BELİRLENEN TABAN FİYAT, 11 BİN 400 LİRA, BUGÜNKÜ ENFLASYON VERİSİYLE 9 BİN DÜZEYİNE ÇEKİLDİ”
Uyar, ANKA Haber Ajansı’nın “TÜİK’in geçtiğimiz saatlerde açıklanan Ağustos ayı enflasyon datalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna şu cevabı verdi:
“Yüzde 58 sayısı, hükümetin yıl sonu için kestirim ettiği sayıydı. Lakin daha 8’inci ayın sonunda yılın üçte ikisinde bu orana ulaşıldı. Ne yazık ki yıl sonunda, aralık ayının sonunda, ocak ayında elimize geçecek datalarda enflasyonun yüzde 70-75 düzeylerine çıkması işten bile olmayacak. Enflasyonun emek kısmına şöyle bir tesiri var: Temmuz ayında yeni belirlenen minimum fiyat, 11 bin 400 lira, bugünkü enflasyon verisiyle 9 bin düzeyine çekildi. Memurlarla ilgili de seçimden evvel defaatle lisana getirdikleri 22 bin kelamını aslında tutamadılar. Taban fiyatta de kelamlarını tutamamışlardı. 500 dolar üzere bir telaffuzları vardı. Şu an o 500 doların yerinde yeller esiyor. Vermiş oldukları taban fiyat de reelde esasen 11 bin 500 liranın çok altına düştü. Bugün memurların maaşı da en düşük taban fiyatı olarak 20 bin 300 düzeyinde. Orada da 3 bin TL’lik bir kayıp olduğunu görüyoruz. Reelde alınan fiyatlar, TÜİK’in bugünkü açıklanan datalarıyla eriyip gitti. Emeğiyle geçinen yurttaşların elinde hiçbir şey kalmadı. Bir sonraki ayda da bunun istikrarlı bir halde devam edeceği; yani aslında hükümetin üstüne basa basa istikrardan kelam ettiği şeyin istikrarlı bir biçimde işçinin yararını ve onların hayatını, direncini eritmekten diğer bir şey olmadığını görüyoruz. Bu açıklanan yalnızca devletin resmi verisi. Lider, sohbetimizin bir kısmında bunun yüzde 100’ün üzerinde olduğunu söylemişti. ENAG da bir data açıkladı, o da yüzde 128 civarında. Yani devletin verisiyle ENAG verisi ortasında 69 puanlık bir fark var. Realiteden ne kadar uzak bir açıklama olduğunu görüyoruz. Umuyorum fakat umduğumuzu da bulamayacağız, çok daha sıkıntı günlerin bizi beklediğini biliyoruz. Emek kesitiyle dayanışmaya, çabamızı sürdürmeye, omuz omuza durmaya devam edeceğiz.
YURDAKUL: “EMEKÇİ HALKIN TABAN FİYAT TESPİTİ SOKAKTA OLUYOR. PATATESTE, DOMATESTE, BİBERDE OLUYOR”
Yurdakul’un ağustos ayı enflasyon dataları değerlendirmesi ise şöyle:
“Bunlar inanın orta oyunları oynuyorlar. Kurul falan yok ortada. Bir ailede, bir ebeveyn bir de çocuğun temel gereksinim masraflarını bir hesaplasın TÜİK. İkisinin birleşmesini minimum fiyat olarak açıklasınlar. Lakin burada bir gerçek var: İşçi halkın minimum fiyat tespiti sokakta oluyor. Patateste, domateste, biberde oluyor. Makarnada, bulgurda, elektrikte, gazda oluyor. Yakıtta, kirada oluyor. Bunlar var mı? Evet, oylar bizden alınıyor. Bunda bizim, çalışanın kabahati yok mu? Çok var, çalışanlar, çalışanlar, sendikalar olarak bütün kabahat bizim aslında. Demek ki biz oraya yasa yapıcıları, ülkenin tümünü kucaklayacak anlayışta insanları oraya gönderemiyoruz ki adaletli bir yasal düzenleme olmuyor. Yıllardan beri söylüyorum, çalışma hayatını 1980 darbesini yapan o faşist generallerden daha geriye götürdüler. Bunun bedelini ağır bir formda ödemeliyiz ve geleceği kurtarmalıyız. Emekten, işçiden, alın terinden yanayım diyen siyasi anlayaşın da bu telaffuzunu uygulamada yerine getirmesini istiyorum.”
